Islaktı gözlerim...
hüznünü bulutlara yükleyip
gecesine kavuşamayan gündüzün
hüznünü yağdırdığı gibi yağıyordu
gözlerimden anlamsız yaşlar..
Anlamsızlık taa içimdeydi benim..
Seninle sensizliğin olduğu yerde...
Kimi sevmeye kalksam sen oluyor karşımdaki..
sen şimdi kiminlesin bilmem ama ben hep seninleyim..
Gidişin ölümdü...
Ölümüm ardından bakarken kal diyemeyişimdi..
Yüzyıl oldu sanki gidişin,
ardından bakarken şimdiki gibi ıslaktı kirpiklerim..
Gittin...
belki de hiç gelmemiştin,
ben gelmiş olmanı ümit ettim.
Bu ümitle yaşattım asırlardır
içimde yaşayan hayalden ibaret sevdamı...
Kaçışlarına gizlenen sen değildin
belki de tüm korkaklığımla bendim senden kaçmaya çalışan..
Dağ gibi hüzünlerden arta kalan
yıllanmış şarap tadındaki sevdanla
yüzleştim sonunda sevgili..
Senin için çok şey olmaya çalıştım..
ve sonunda hiçbir şeyin oldum..
Seni sevmek saflığın doruk noktasındaki
buğulu bir hüzündü ruhuma dolan..
seni sevmek seni özgür bırakmaya razı olmaktı..
Gittin...
önce sıcaklığın çekildi tenimden..
sonra nefesin gitti yüzümden..
Arkası dayanılmaz bir soğuktu
her gece beni uykumda bile titreten..
Tek bir söz bekledim senelerdir senden.
Geldim demeni bekledim..
Ama sen rüyalarımda bile söylemedin..
beni bir söze hasret ettin..
Aşka inancım yok oldu sevgili..
İnandığım aşk, Leyla’yla birlikte öldü asırlar önce..
İnandığım aşk, gidişinle birlikte yok etti beynimde
senden kalan aspire olmayan tortulaşmış duyguları..
Aşk öldü sevgili..
aşk öldü..
Sevgi üzerine yazdığım tüm cümleler yokoluyor birer birer..
Gözün aydın sevgili, bıraktım seni ruhumdan...
özgürsün artık çekil git düşlerimden...
çık git beynimden..
De ki, aşk öldü..
Farzet ki...
ben öldüm..
toprağa karıştım yok oldum..
git artık benden..
Artık ben yokum...
Aşk Öldü....